özellikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özellikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Lütfi Paşa Kimdir? Hayatı, Özellikleri


Damat Lütfi Paşa Kimdir
On altıncı yüzyıl kumandan, târihçi, ilim ve devlet adamı. Âilesi, doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. Enderun’da terbiye edilip, öğretim görerek yetiştirildi. Kânûnî Sultan Süleymân Han zamânında Dimetoka’da vefât ettiği sanılmaktadır.
Enderun’da eğitim ve öğretimini tamamlayan Lütfi Paşa, Osmanlı Sultânı İkinci Bâyezîd Han (1481-1512) devrinin son zamanlarında çuhadar iken, Yavuz Sultan Selim Hanın 1512’de tahta geçmesiyle, müteferrika oldu. Yavuz Sultan Selîm Han (1512-1520) devrinde çeşnigirbaşı, kapıcıbaşı ve mîralem vazifeleri verildi. Bu vazîfelerinde Sultan’ın takdirini kazandı. Kastamonu ve Aydın sancakbeyliklerinde bulundu. Kânûnî ile birlikte Rodos’un Fethine iştirâk etti (1522). Yanya sancakbeyi iken Viyana Kuşatmasına katıldı (1529). 1533’te Karaman beylerbeyi oldu. Irakeyn Seferine katıldı (1533-1536). Önce Anadolu, peşinden Rumeli beylerbeyliğine getirildi(1536). Kısa bir müddet sonra, üçüncü vezirliğe tâyin olundu. 1537’de Kaptan-ı Deryâ Barbaros Hayreddin Paşanın iki yüz seksen gemilik Korfu Seferine serdâr olarak katıldı. Korfu Seferinde Kânûnî Sultan Süleymân Han, Avlonya’da bulunurken, LütfîiPaşa da İtalya sâhillerinde, Osmanlının yokluğunda Akdeniz’i kana boyayan korsanları ve Haçlı donanmalarını aradı. Otranto ve Castro kalelerini tahrip ederek, donanmayla İstanbul’a döndü. 1538’de İkinci vezirliğe tâyin edildi. Kânûnî Sultan Süleymân Han ile Boğdan Seferine katıldı. Bu sefer esnâsında Prut Nehri üzerinde köprü inşâ ettirerek Mîmâr Sinân’ı Sultan’a tanıttı. Boğdan Seferi sonunda 13 Temmuz 1539 târihinde vezîriâzamlığa tâyin edildi. Yavuz Sultan Selim’in kızı ve Kânûnî Sultan Süleymân Hanın kız kardeşi Şâhî Sultan ile evlenerek Osmanlı hânedânına damad oldu. 1541 Nisanında emekli olduktan sonra, Dimetoka’da ilim ile meşgûl olup, kıymetli eserler yazdı. Emekli haslarıyla geçinerek, vefâtına kadar Dimetoka’da oturan Lütfi Paşa, hacca da gitmiştir.
İyi bir idâreci, teşkilâtçı, kumandan olan Damad Lütfi Paşa, Enderun’daki eğitim ve öğretiminin yanında tâyin olunduğu çevrenin âlim ve şâirleri ile sıkı münâsebet kurarak, ilmini artırmıştır. Arap edebiyâtı, fıkıh, hadîs, târih ve diğer ilimlerin yanında tıp ilmini de bildiğinden, Arapça ve Türkçe kitaplar yazmış, tercümeler yapmıştır. 1554 senesine kadar Osmanlı târihini ihtivâ eden Tevârih-i Âl-i Osman, vezirlerin ve devlet adamlarının uyacağı kâidelerden bahseden Âsafnâme, tıp ve dînî ilimleri konu edinen Tuhfetü’t-Tâlibîn Kitâb-ül-Es’ile ve’l-Ecvibe, Tenbih-ül-Gâfilîn ve Tekîdü’s-Sâlikîn, Kitâbü’l-Künûz fi’l-Letâifi’r-Rumûz, Zübdetü’l-Mesâil fi’l-İtikâdât ve’l-İbâdât dâhil yirmiye yakın eser te’lîf ve tercüme etmiştir.
Read more

Edebi Akımlar Nelerdir? Özellikleri

EDEBİ AKIMLAR Avrupa’da edebi akımlar başlamadan önce, iki önemli düşünce ve sanat anlayışı vardı: Hümanizm ve Rönesansçılık HÜMANİZM: ü İnsana değer vermek esastır. ü Tabiatı Tanrı yaratmıştır düşüncesi kabul edilmiştir. ü İnsanı sevip onu yüceltme. ü Dante bu düşüncenin temsilcisidir. RÖNESANSÇILAR: ü Hem hümanizmin getirdiklerin hem de16.yy bilim ve akılcılığını benimsemişlerdir. ü Özgürlük düşüncesini geliştirirler. ü Petrarca, Montaigne, Bocan, Cervantes, Shakspeare bu dönemde eser verirler. KLASİSİZM ü 17.yy ortalarında Fransa’da ortaya çıkan edebiyat akımıdır. ü Akla ve sağduyuya değer verirler. ü İnsandaki tabiata, insanların iç dünyasına saygı göstermek esastır, ü Konularını eski Yunan ve Latin edebiyatından alırlar. ü Kahramanları seçkin kişilerdir. Sıradan insanlara eserlerinde yer vermezler. ü Önemli olan konu değil konunun işleniş biçimidir ü Dil, üslup kusursuz bir şekilde işlenmiştir. Dil açık, yalın ve soyludur. ü Sanat için sanat görüşünü savunurlar. ü Sanatçı eserde kendini gizler. ü Tiyatroda üç birlik kuralına uyulur.(olay, zaman, mekân) ü Bu akımın en önemli temsilcileri: Moliere ,Corneille, Racine, La Fontaine, La Bruyere, Daniel Defoe ü Türk edebiyatında ise Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa ‘dır.


ROMANTİZM ü Fransa’da 1830 yıllarında klasizme tepki olarak doğmuştur. ü Klasik edebiyatın kural ve şekilleri bırakılır. ü Konular eski Yunan ve Latin edebiyatı yerine Hıristiyanlıktan tarihten ve günlük yaşamından alınır. ü Akıl yerine duygulara ve hayallere önem verirler. ü Sanatçılar kendi eserlerinin kişiliklerini gizlemezler. ü Sanat toplum içindir görüşünü benimsemişlerdir. ü Tabiat önemlidir. Gözlem ve tasvire önem verilir. ü Konular işlenirken iyi, kötü, doğru, yanlış gibi karşıtlıklardan yararlanırlar. ü Üç birlik kuralı terk edilir. ü Temsilcileri J. J. Rousseau, Voltaire, Victor Hugo, Goethe, Schiller, Chateaubriand, George Sand ü Türk edebiyatında ise Namık Kemal, A.Hamit Tarhan, A.Mithat Efendi. REALİZM ü 19.yy’ın ikinci yarısında Fransa’da romantizme tepki olarak doğmuştur. ü Konu gerçekten alınır. Olay ve kişiler yaşanan ve yaşayan kişilerin benzerleridir ü Kişilerin ruhi davranışlarını etkileyen onların kişiliklerini çizen çevre ve ortamın tanıtılmasına önem verilir. ü Betimlemeler yazarın gözüyle yapılmaz kahramanın gözüyle yapılır. ü His ve hayale kapılmadan toplum gerçeklerini olduğu gibi yansıtır. ü Sanat için sanat görüşünü savunurlar. ü Hikâye ve Romanda uygulanır. ü Temsilcileri: Honero De Balzac, Stendhal, Gustave Flubert, Tolstoy, Dostoyevski, Ernest Hemingvay, Steinbeck ü Türk edebiyatında ise; Recaizade Mahmut, Nabizade Nazım Yakup Kadri, R. Halit Karay NATÜRALİZM ü Determinizm anlayışını romana getiren bu akım 19. asrın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkmıştır. ü Determinizme göre tabiat olaylarında aynı sebepler aynı sonucu doğurur. Natüralistler, Determinizmi topluma ve insan uyguladılar. ü Toplum büyük bir laboratuar, insan deney konusu, sanatçı da bilgin sayıldı. ü İnsan kişiliğini anlatabilmek için soya çekim yasalarından ve toplum biliminden yararlandılar. ü Romanlarda kahramanların portreleri ince ayrıntılarına kadar verilir. ü Yazar eserde kişiliğini gizler. ü Gözlem ve tasvir önemlidir. ü Eserlerinde hayatı bütün yönüyle anlatırlar. ü Bedenden ayrı bir ruh yoktur. ü Dil her seviyedeki insanın anlayabileceği bir düzeyde tutulmuştur ü Sanat toplum içindir anlayışı doğrultusunda eserler verilmiştir. ü Temsilcileri: Emile Zola, Goncoutr Kardeşler, Guy De Maupassent, Alphonse Daudet ü Türk edebiyatında ise; H. Rahmi Gürpınar, Nabizade Nazım, Beşir Fuat PARNASİZM ü Romantik şiir anlayışı ile Fransa da ortaya çıkmıştır. ü Doğal güzelliğe ve dış görünüşe büyük önem verir. ü Sanat sanat içindir ilkesini savunmuştur. ü Nesneleri dış görünüşünü aktarmışlardır. ü Kelimeler seçilerek kullanılır. Kelimelerin sıralayışı ve ahenk önemlidir. ü Kafiye ve Redife önem verilir. ü Romantizm’de bırakılan eski Yunan ve Latin kültürüne dönüşmüştür. ü Temsilcileri: Th. Gauthier, Theodore Debanvaille, Francois Coppee ü Türk edebiyatında ise; Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin, Yahya Kemal SEMBOLİZM ü 19.yy’ın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. ü Nesneleri olduğu gibi anlatmak mümkün değildir. Nesneler değişerek anlatılabilir. ü Anlatımda sözlerin sözlük anlamından bıkan sembolistler yaşatmaya çalışırlar. ü Şiirde anlam açıklığından kaçındılar. ü Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir. ü Şiirde alaca karanlık üzüntü ve ay ışığı, gün doğumu, gün batımı gibi belli belirsiz varlıklar görüntüleri yansıtırlar. ü Şiirde musiki her şeyden önce musiki ilkesini savundular. ü Sanat için sanat anlayışına bağlılardır. ü Dil herkesin anlayacağı seviyede değil oldukça ağırdır ü Temsilcileri: Baudelaire, P. Verlaine, A. Rimbaud ü Türk edebiyatında ise; Ahmet Haşim, A. Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, biraz da Cenap Sahabettin SÜRREALİZM (GERÇEK ÜSTÜCÜLÜK) ü Kelime anlamı "gerçek üstüncülük" demek olan bu akım 1924’te Fransa’da çıkmıştır. ü Sürrealistler Sigmund Freud’un etkisinde kalmışlardır. ü Bilinçaltı rüyada ortaya çıkar. ü Hipnotize edilmiş insanlara şiir söylettiler. ü Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren İçgüdü, bilinçaltıdır demişlerdir. ü Temsilcileri: Breton Aragon, Paul Eluard ü Türk edebiyatında ise; Orhan Veli ve arkadaşları, Cemal Süreyya, İlhan Berk (II. Yeniciler) FÜTÜRİZM ü Geleceği makineleştiren sanattır. ü 20.yy. başında Marinetti tarafından kurulmuştur. ü Geçmişin sanat değerlerini bırakmalı ve yeni anlatım biçimleri bulmalı. ü Makinalaşma çalışmaları kutsallığı savunulmalıdır. ü Temsilcileri: Marinetti ve Mayatovski ü Türk edebiyatında ise: Nazım Hikmet EGZİSTANSİYALİZM ( VAR OLUŞÇULUK) ü Var olmayı her şeyden önce görenlerdir. Bu akıma var oluşçuluk da denir. ü İnsan kendi değerlerini kendi oluşturabileceğini bilmelidir. ü İnsan bütünüyle özgür olmalıdır. ü Temsilcileri: J.Paul Sartre, Simon de Beauvoir, A.Camus DADAİZM ü Kelimeleri rasgele kullanmak suretiyle oluşan şiirlere denir. ü Dil ve estetik kurallarını yıkma. ü Şiir gelişimini güzel seçilmiş kâğıt üzerine dizilmesiyle yazılır. ü Temsilcileri: Tristan Zara, L.Aragon, Paul Elaud
Read more

Konum Yer Değiştirme Sürat Nedir? Özellikleri


SÜRAT
Sürat =Alınan yol / Geçen zaman (Sürat = x/t) formülünden hareket edersek, bir nesnenin bir noktadan bir başka noktaya hareket etmesi sonucundaki yer değiştirmesinin, bu esnada geçen zamana bölümü sürati verir.
Örnek: Yavuz 500 metreyi 250 saniyede gittiğine göre Ali'nin sürati nedir?
Çözüm: Eldeki verilerden yararlanarak sürati bulmak için, Yavuz'un aldığı yolun geçen süreye bölünmesi gerekir. Yani
Sürat = 500 (m)/250 (s) ise Sürat = 2 m/s'dir. Buradan çıkarılabilecek sonuç ise, Yavuz'un saniyede 2 metre yürüyerek 250 saniye yol gitmiştir..
Yukarıdaki örnekte kısa mesafeler için kullanılan metre/saniye birimi kullanılmıştır. Ama daha uzun mesafeler ve zaman için kilometre/saat birimi kullanılmaktadır.
Süratle hız kavramları günlük hayatta birbiri yerine kullanılmasına rağmen fizikte birbirlerinden farklı kavramlardır. Süratte gidiş yönü veya yer değiştirme noktaları belli değildir. Hız ise bu bilgileri kapsayan bir kavramdır. Sürat skaler bir büyüklük iken hız vektörel bir büyüklüğü ifade eder.
Read more

Tek ve Çift Sayılar Nelerdir? Özellikleri, Örnekler




Çift ve tek tamsayılar n Î Z olmak üzere Ç = {..., -6, -4, -2, 0, 2, 4, 6, ... } kümesinin elemanlarına çift tam sayılar denir. Çift tamsayılar 2n ile gösterilir.

T ={...,-5,-3,-1, 1,3,5,7, ...}  kümesinin elemanlarına tek tamsayılar kümesi denir.

Tek tam sayılar genel olarak 2n-1 veya 2n+1 ile gösterilir. Ç çift sayıları ve T tek sayıları göstermek üzere,

T ± T = Ç

T ± Ç = T

Ç ± Ç = Ç

T . T  = T

T . Ç = Ç

Ç . Ç = Ç        dir.

n Î Z+ için Tn = T

Çn  =  Ç

-Bir çarpımın sonucu tek ise çarpanların her biri tek sayıdır.

-Bir çarpımın sonucu çift ise çarpanlardan en az biri çift sayıdır.

Örnekler

1. 174 - 43 sayısının tek mi, çift mi olduğunu inceleyiniz.

Çözüm
174 = Tek,   43 = Çift sayı olduğundan
174-43 = T-Ç = Tek sayıdır.

2. 3n + 16 sayısı tek ise aşağıdakilerden hangisi çift sayıdır?
A) 2n + 3                        B)  n2 + 4               C) n + 5                 D) 2 n – 3               E) 3 n + 2

Çözüm
3n + 16 tek sayı olduğundan 3n tek sayı olmak zorundadır. O halde n de tektir.
Buna göre,
A) 2n + 3 = Ç + T = T
B) n2 + 4 = T + Ç = T
C) n + 5 = T + T = Ç   (doğru cevap)
D) 2 n -3 = Ç-T = T
E)3 n + 2 = T + Ç = T dir.
3.  a, b, c tamsayı olmak üzere

için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) a tek ise c çifttir.
B) b tek ise c çifttir.
C) a ve b çifttir.
D) a ve b tektir.
E) c tek, b çifttir

Çözüm

4c çift olduğundan a.b + 5 = T +T olmalıdır.
Yani a.b çarpımı tektir. O halde a ve b tek olmalıdır. Doğru cevap D’dir.

Read more

1. Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı Devletinin Durumu


I.DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI İMPARATORLUĞU
1. Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı İmparatorluğunun Durumu Dünyanın sayılı devletlerinden olan Osmanlı İmparatorluğu, 18. Yüzyıldan itibaren bu üstünlüğünü kaybetmeye başladı.
Avrupa devletleri, Bilim ve teknolojiden yararlanıp askeri, ekonomik ve ticari alanlarda güç kazanırken Osmanlı İmparatorluğu bu yeniliklere yabancı kaldı. Avrupalıların Dünya ticaretine açılacak yeni zengin ülkeler bulmaları, Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik durumunu da zayıflattı. Gittikçe güçlenen batili ülkeler, Osmanlı İmparatorluğunun topraklarına göz diktiler.
Fransız İhtilalı ile ortaya çıkan milliyetçilik hareketi, Osmanlı İmparatorluğu içindeki devletlerarasında hızla yayıldı. Bazı devletler, destek ve yardımıyla bu devletler birbirleri ardına Osmanlı İmparatorluğuna karşı ayaklandılar. Bu milletlerin ayaklanmalarını daha çok Rusya destekliyordu. Amacı Slavırkından olan devletleri kendi çatışı altında toplamaktı. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması çabuklaşacak ve Rusya’nın, yüzyıllardır istediği boğazlara hakim olma ve sıcak denizlere açılabilme ümidi gerçekleşmiş olacaktı. 
Bu uğurda ilk ayaklanan devletler Sırplar ve Yunanlılar oldu. 1829 yılında Yunanlılar bağımsızlıklarına kavuştular. 
Osmanlı, 18. yüzyılda yaptığı savaşlarda hep başarısız sonuçlar alınca ekonomik durumunu düzeltmek için, Avrupalı devletlerde borç para alımına gitti. Alınan bu paralarla gelir getirici yatırımlar yapılmadı. Bu yüzden, borç paraların faizini bile ödeyemez duruma geldi. Bunun üzerine Osmanlı Devletine borç para veren devletler, Düyun-i Umumiye (Genel Borçlar) yönetimini kurarak paralarını tahsil etme yoluna gittiler. Böylece Osmanlı Devletinin maliyesine el konulmuş oldu.
Osmanlı Devleti, hem askeri hem de ekonomik alanda çöküşünü önlemek için çeşitli çabalar harcadı. Devlet yönetiminde, askerlikte ve toplum hayatında ıslahat hareketlerine girişildi. II. Mahmut döneminden başlayarak süren bu çalışmalar, Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanıyla devam etti. Bazı başarılar elde edildiyse de istenilen sonuç alınamadı.
Tanzimat ve Islahat Fermanlarını yeterli bulmayan Türk aydınları, 1876yılında II. Abdülhamid’e I. Mesrutiyet’i ilan ettirdiler. Böylelikle Osmanlı Devletinin ilk anayasası olan Kanun-i Esasi yürürlüğe girdi. Fakat 18781879Osmanlı Rus Harbini ( 93 Harbi) bahane ederek Meclis-i Mebusan’ı süresiz kapattı ve anayasayı da uygulamadan kaldırdı.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin çabaları sonucunda, 1908 yılında II. Meşrutiyetyönetimi yeniden kuruldu. Bu seferde meşrutiyet yönetimini istemeyenlerİstanbul’da 31 Mart Vakası’nı ( 13 Nisan 1909) çıkmasına sebep oldular.Selanik’ten gelen Hareket Ordusunun Kurmay Başkanı Mustafa Kemalayaklanmayı kısa sürede bastırdı.
Osmanlı Devletinde ki bu iç karışıklıkları, fırsat bilen devletler, hemen harekete geçti. AvusturyaBosna–Hersek’i topraklarına kattı. Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. İtalyanlar Trablusgarp’ı işgale başladılar. Osmanlı ordusunu güçsüz ve düzensiz durumunu gören Balkan Devletleri, Rusya’nın da kışkırtmasıyla aralarında gizlice anlaşıp Osmanlıyı Balkanlardan atmak için harekete geçtiler. Bu her iki savaşta da Osmanlı Devleti büyük kayıplara uğradı. Bu şartlar altında Osmanlı İmparatorluğu kendisini Birinci Dünya Savaşının eşiğinde bulacaktır.
Read more

Trüf Mantarı Nedir? Nerede Yetişir?



Haber: Gülşen YILDIZ -  Kamera: Turabi KORKMAZ
Özel kokusu ve aramasıyla ünlü trüf mantarının Türkiye’de yetiştirilmesi için çalışmalara başlandı. Başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yetiştirilen trüf mantarı çalışmalarının ilk ayağı kapsamında Nevşehir’de meşe fideleri dikildi.
Peki aroması ve ekonomik değeriyle dikkati çeken trüf mantarı, hangi koşullarda ve nasıl yetiştirilir?
Trüf Mantarı Güz Dikim Çalıştayı’nda konuşan Trüf Çiftlik Kurulum Şirketi Müdürü Hulusi Yılmaz, bu mantarın kışın eksi 10 ila yazın 40 dereceye kadar varan iklim şartlarında yetiştirilebildiğini anlattı.
Hulusi Yılmaz, Orta Anadolu Bölgesi topraklarının trüf yetiştiriciliği için uygun olduğunu söyledi.
Mycorrhizal Systems şirket yöneticisi Dr. Paul Thomas ise, iyi ürün elde edebilmek için uygun iklim koşullarında üretim yapmak gerektiğini kaydetti.
İyi verim elde edebilmek için toprak asit derecesinin 7.6 olması gerektiğini söyleyen Thomas, sulamanın da doğru yapılmasına vurgu yaptı.
Thomas ayrıca, meşe fidelerinin yılda en az 1 kere budanması gerektiğini de bildirdi.

Lalbenque, Fransa'nın güney batısında orta çağ mimarisini halen koruyan, güzel, sevimli bir köy. Salı günleri, burada pazar kuruluyor. Öğleden sonra uğradığımda, sokaklara telaşlı bir heyecan hakimdi.
DONDURULMUŞ SİYAH TRÜF MANTARI 50 GR.Fransa'nın bu yöresinde, havanın ve toprağın koşulları, kara renkli trüf mantarı yetiştirmek için bire bir. Meşe ağaçlarının dibinde, toprağın hemen altında büyüyorlar. Eğer şanlıysanız, patates büyüklüğünde trüf mantarlarıyla karşılaşmanız olası.Ana caddede, ellerindeki sepetleri sıkı sıkı tutan, bir yandan da etrafa kuşkulu bakışlar atan, yaşlıca kadınlar, erkekler var. Sepetlerine bu kadar sahip çıkmaları boşuna değil. Ne de olsa içlerinde bir hazine saklı. Sepetlerde, buralarda ''kara elmas'' diye adlandırılan, trüf mantarlarından var.
Lalbenque pazarında haftada bir, trüf mantarları görücüye çıkıyor. Damağına düşkün koca bir ordu insan, köyün pazarına çevre yerlerden akın edip, bir iki tane trüf mantarı satın almaya geliyor. Genellikle, mantarı omletin üzerine rendeliyorlar.

Kilosu 1500 dolar

Toptan alış verişe gelenler de var. Fransa'nın dört bir köşesindeki seçkin lokantlara trüf mantarı satan tüccarlar bunlar. Bir kilo trüf mantarına, 1500 dolara yakın para ödemeye hazır kişilerden bahsediyoruz.
Bazı aşçılar bizzat kalkıp kendileri geliyor. Trüf mantarlarını hamarat ellerinde koklaya koklaya seçiyorlar. Michelin yıldızlı bir lokantası olan Alexis Pelissou gibi. Köyün pazarında sanki bir rock yıldızı gibi karşılanan, ve öyle de dolaşan Alexis Pelissou, her hafta bir kese kağıdı dolusu mantar alıp gidiyor. Bu kara elmasları, ince ince kıydıktan sonra, kaz ciğerinin üzerine serpiştiriyormuş.
Saat 2.30 oldu mu, bir düdük çalıyor. Tüccarların alışverişe başlayacakları saat geldi demek. Turist grupları yerlerini alıp kameralarını hazır ediyor. Ve 20 dakika içinde, trüf mantarları kapış kapış satılmış oluyor. Bir hafta sonra, aynı heyecan tekrar edene dek.
Yerel radyo ve televizyonların muhabirlerinin de takip ettiği bir borsa bu. Trüf mantarının en son ne kadardan el değiştirdiğini heyecan içinde bildiriyorlar. Sanki Wall Street sanırsınız. Fiyatlar indi mi, çıktı mı? Toplam kaç kilo kara elmas el değiştirdi? Geçen haftaya kıyasla kalitede bir düşüş mü var? Piyasa analizleri gırla gidiyor. Ve maalesef bu yıl, hem kalitede, hem de miktarda, kesin bir düşüş var.
Read more

Düzyazı Türleri ve Özellikleri Nelerdir? Konu Anlatımı, Ders Notları

Düzyazı (nesir), dil kurallarından başka hiçbir kurala bağlı olmayan, konuşma diline yakın olan doğal anlatım yoludur. Terim olarak önceleri düzyazı yerine inşâ, düz yazı yazarına münşî denirdi. Sonradan inşa nesir, münşi nâsir oldu. Günümüzde nesir yerine düzyazı, hatta yalnızca yazı ve nâsir yerine yazar terimleri kullanılmaktadır.   Yazı öncesi dönemden yakın çağlara kadar düzyazı sanat sayılmadığı için ve anlatılanları hatırda tutmak güç olduğu için, düzyazı ile sanat eseri üretilmemiştir. En eski düzyazı kalıntıları olan atasözlerinin iç uyaklı, aliterasyonlu yapısı, onların ilk ortaya çıktığı dönemlerde de şiir olabileceğini düşündürmektedir. Düzyazı bügünkü işlekleğini matbaaya borçludur. Matbaa bulununca, bütün yazılar basılarak çoğaltılmaya başlandı. Bilgiler daha çok insana ulaştı. Bu da insanlara hoşa gideni, öğrenilmesi gerekeni ezberlemek yerine, el altında bulundurularak gerektiğinde yararlanmak kolaylığı sağladı. Okuyucu kitlesinde artış oldu. Bellekler ezberleme işinden ve ezber yükünden kurtulunca, asıl işlevi olan düşünme işlevini yaptı ve düşünce üretmeye başladı. Üretilen düşünceler yazılıp yayınlanarak, eser sayısı arttı. Yazılanlar tartışmalara yol açtı; tartışmalar, bilimsel doğruların çoğalmasını sağladı.
Read more

Makale ve Deneme Türü Arasındaki Farklar

* Makalede düşünce kanıtlanmaya çalışılır.
* Denemede ise ikna etme, kanıtlama kaygısı yoktur.
* Makalede düşünceler kesin bir dille sonuca bağlanır.
* Denemede ise böyle bir zorunluluk yoktur.
* Makalenin uslubu ciddi ve kurallıdır.
* Denemede ise uslup kısıtlaması yoktur.
* Denemede söz oyunlarına yer verilebilir.
* Makalede ise açık ve yalın bir anlatım vardır.
* Konu bakımından her ikisi de özgürdür.
Read more

Microsoft Office 2013 İndir, Özellikleri ve Türkçe Tanıttı

Microsoft, dün ABD’nin San Francisco şehrinde düzenlediği bir etkinlikle Office 15 adıyla da bilinen Office 2013 ürününü tanıttı ve ön izleme sürümünü indirebilir kıldı.




Office 2013
Office 2013 Microsoft Ofis Yazılımı

Windows 8 ile birlikte en çok beklenen Microsoft ürünlerinden biri olan yeni Office sürümü Office 2013, oldukça radikal yenilikleri beraberinde getiriyor. Windows 8 rüzgârı ile hayatımıza girecek olan Metro arayüz ile son derece uyumlu olacak şekilde hazırlanan yeni Office, Windows Mobile Phone yüklü akıllı telefon ve tabletlerde de kullanılabilecek. Bununla birlikte Microsoft, SkyDrive isimli bulut bilişim ürününü Office ile yan yana kullanılacak şekilde hazırlayarak Office dokümanlarının SkyDrive üzerindeki hesaplarda saklanmasını ve internet erişimi olan her yerden ulaşılmasını sağlayacak.
Office 2013
Metro arayüz ile birlikte öne çıkan dokunmatik kullanım işlevi Office 2013 ile bir adım daha öne çıkıyor. Word, Excel ve PowerPoint gibi popüler birçok Office bileşenini dokunmatik olarak kullanmak mümkün olacak. Bu yenilik, bir dokümanın hem klasik bilgisayarlar hem de akıllı telefon ve tablet bilgisayarlar üzerinden rahatlıkla görüntülenmesini ve düzenlenmesini sağlayabiliyor.
Metro arayüz uyumu, bulut bilişim temelli depolama ve erişim düzeneği ve dokunmatik kullanım, Microsoft 2013 ile birlikte hayatımıza gelecek heyecan verici yeniliklerinden öne çıkanlar olacak.



Office 2013
Office 2013 Microsoft Ofis Yazılımı

kaynak:tamindir
Read more

Windows 8 Özellikleri Nelerdir? Geniş Türkçe Tanıtımı


Microsoft, Windows 8’i Türkiye’de tanıttı. Hızlı, akıcı, kişiselleştirilebilen önyüzüyle Windows 8, Türkçe olarak yaklaşık 3.5 milyon cihazda kullanılabilecek.


MICROSOFT Türkiye, uluslararası lansmanı 25 Ekim’de yapılan Windows 8’in yerel tanıtımını 1 Kasım’da gerçekleştirdi. Hızlı, akıcı ve isteğe göre kişiselleştirilebilen yepyeni bir önyüz ile birlikte gelen Windows 8, kullanıcılara her alanda özgürlük sunuyor. Kullanıcılar Windows 8’in gelişi ile birlikte binden fazla yeni tablet ve bilgisayar modeli ile tanışacak. Tabletlerin yanı sıra klavyesi takılıp çıkarılabilen, ekranı dönebilen, katlanabilen pek çok farklı form ve tasarıma sahip yeni cihazlar da ilk kez Windows 8 ile hayatımıza giriyor. Bulutun gücünü etkin biçimde kullanan Windows 8, sunduğu gelişmiş özellikleri ile her cihazdan kişisel bilgilere erişebilmeyi mümkün kılarak hayatı kolaylaştırıyor.

İlk günden Türkçe
Windows 8’in tanıtım toplantısında konuşan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen “Microsoft Türkiye olarak bireyler ve kurumların hayatını kolaylaştıran yenilikçi teknolojileri ülkemize getiriyoruz. Microsoft dünyasında yeni bir çağın başlangıcı olarak adlandırdığımız Windows 8’de pazara sunulduğu ilk günden itibaren Türkçe olarak kullanılabiliyor. Windows 8 ile birlikte gelen Windows Mağazası’nda şimdiden birçok Türkçe uygulama mevcut. Windows 8’li cihazlar, Türkiye’nin önde gelen teknoloji mağaza zincirlerinde kullanıcılar ile buluşuyor. Windows 8, Microsoft’un bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu en büyük yatırımlardan biri. Yeni işletim sistemi sadece bireylerin bilgisayar kullanım alışkanlıklarında çarpıcı bir değişim yaratmakla sınırlı kalmayacak, dokunmatik kullanım özellikleri, güçlü sistem altyapısı ve yüksek performansı ile kurum ve kuruluşların bilgi teknolojilerine bakışını da tümüyle yeniden tanımlayacak” dedi.

Yaklaşık 3.5 milyon cihazda
Microsoft Türkiye Windows Pazarlama Grup Müdürü Onur Altıntaş ise “Windows 8, kullanıcılara her açıdan kesintisiz bir deneyim yaşayabilme özgürlüğü sağlıyor. Sunacağı cihaz çeşitliliği sayesinde kullanıcılar bir yandan kendilerine en uygun cihazı seçebilme özgürlüğüne kavuşurken diğer yandan da cihazlarını ister dokunarak isterlerse klavye ve fare ile kullanabiliyorlar. Bilgilerden anında haberdar olmayı sağlayan canlı kutucuklardan oluşan ve kişiselleştirilebilen Windows 8’in yeni önyüzüne resimli parola seçeneği ile de erişilebiliyor. Piyasaya sunulduktan sonraki ilk yılda Türkiye’de Windows 8’in yaklaşık 3.5 milyon cihazda kullanılmasını öngörüyoruz” diye konuştu. Microsoft, Windows 8 ile kullanıcılara bulutun gücünden yararlanabilme imkanı da sunuyor. Kullanıcılar isterlerse Microsoft hesabıyla giriş yaparak, tüm ayarlarını farklı cihazlara taşıyabiliyor, bulut üzerinde depolama özelliğini kullanabiliyor, e-postalarına her cihazdan erişebiliyor.

Internet Explorer da yeniden tasarlandı
Windows 8 için yeniden tasarlanan Internet Explorer 10, avantajlar ve yeni cihazların donanımı sayesinde, tarayıcı deneyimini hızlı ve akıcı bir hale getiriyor. Sadece istediğiniz zaman görünen denetim düğmeleri ve tüm ekran kullanım ile yeni Internet Explorer 10’un en önemli özelliği tarayıcı yerine tamamen web’e odaklanması. En gelişmiş güvenlik özelliklerini sunan Internet Explorer 10 yenilikçi İzlenme Koruması gizlilik komutları ile kullanıcıların internette kişisel bilgilerini güvende tutmalarına yardımcı oluyor.

Farklı ihtiyaçlar için farklı sürüm seçenekleri
Windows 8, kullanıcılara 4 farklı sürüm ile sunuluyor: Son kullanıcılar için perakende olarak Windows 8 ve Windows 8 Pro, kurumsal kullanıcılara ise Windows 8 Enterprise ile piyasaya çıkıyor. Bunların yanı sıra kurumsal kullanıcılara ise Windows 8 Enterprise ile birlikte DirectAccess ve BranchCache gibi mobil üretkenlikte yeni fırsatların yanı sıra BitLocker ve AppLocker gibi özelliklerle de uçtan uca güvenlik sağlanıyor. Bir USB bellek olan Windows To Go ise takılıp çalıştırıldığı her bilgisayarı güvenli bir kurum bilgisayarı haline getiriyor.

Microsoft yükseltme için de cazip fırsatlar sunuyor
Ocak 2013 sonuna kadar geçerli olacak kampanya çerçevesinde, Windows XP, Windows Vista veya Windows 7 kullanıcıları, yeni Windows 8 Pro’yu sadece 79 TL’ye indirerek mevcut bilgisayarlarının işletim sistemlerini güncelleyebilecekler. 2 Haziran 2012 ve 31 Ocak 2013 tarihleri arasında Windows 7’li bilgisayar satın almış kullanıcılar ise www.windowsupgradeoffer.com adresinden sunulan Windows Yükseltme Teklifi ile 29 TL’ye Windows 8 Pro’yu indirebiliyorlar.

Windows Mağazası ile birlikte geldi
Binlerce uygulamanın yer aldığı Windows Mağazası’ndan kullanıcılar ücretli ve ücretsiz uygulamaları indirip TL ile satın alabiliyorlar. Kullanıcılar isterlerse 2 uygulamayı yan yana yerleştirip aynı anda kullanabiliyor. Windows 8, klasik masaüstü için de daha gelişmiş bir deneyim sunuyor.

kaynak: stargazete
Read more

Apple iPad Mini Özellikleri ve Fiyatı Nedir?

Apple 3 günde 3 milyon iPad mini sattığını açıkladı haberi...

Cuma günü Türkiye hariç 34 ülkede satışa çıkan iPad Mini'nin satışları 3 milyonu geçti. Apple, iPad Mini ve dördüncü jenerasyon iPad satışlarının 3 günde 3 milyon adedi bulduğunu ve stoklarının tükendiğini duyurdu. Apple CEO'su Tim Cook, "Bu hafta sonu elimizdeki iPad Mini'lerin neredeyse hepsini sattık. İnanılmaz talebe yetişmek için çok sıkı çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.


EN HAFİF TABLET
7.9 inçlik ekrana sahip olan iPad Mini, 7.2 mm kalınlık ile en ince ve 308 gram ağırlık ile en hafif tablet unvanına sahip. iOS 6 işletim sistemiyle çalışan Apple'ın iPad Mini'sinin satış fiyatı ise 329 dolardan başlıyor. ABD'de 100'den fazla kişinin ölümüne yol açan Sand Kasırgası'na rağmen NewYorklu 600 civarında teknoloji tutkunu iPad Mini için saatler öncesinden sıraya girmişti.
haberturk

Apple, bu akşam ABD'de düzenlediği etkinlikte 7.9 inç ekranlı tablet bilgisayarı iPad mini'yi tanıttı. Yeni tabletin tüm özellikleri ve detayları haberimizde.

Birçok yeni ürünün tanıtıldığı ve 23 Ekim'de düzenlenen etkinlikte sahneye çıkan Tim Cook, (aynen Steve Jobs'un yaptığı gibi) iOS ve Apple eko sisteminden bahsetti. Ardından Apple'dan Phil Schiller sahneye çıktı ve yeni modelin özelliklerini anlattı.



Buna göre iPad mini'nin fiyatı 329 Dolar'dan başlayacak. 1024x768 piksel ekran çözünürlüğü bulunan cihaz, A5 işlemci kullanıyor. 7.9 inç ekran boyutu bulunan iPad mini, 720p çözünürlük sunan Face Time kameraya sahip.
Siyah ve Beyaz renk seçeneği bulunan iPad mini, Lightning bağlantısına sahip. Ülkemizde desteklenmeyen bir teknoloji olan 4G ya da LTE bağlantı türünü de destekleyen cihaz 2 Kasım'dan itibaren 329 Dolar'dan başlayan fiyatlarla başta ABD olmak üzere birçok ülkede satışa sunulacak. İlk satışa çıkacak ülkeler listesinde Türkiye bulunmuyor.
iPad Mini teknik özellikler
  • A5 işlemci
  • 7,9 inç ekran
  • 1024x768 piksel ekran çözünürlüğü
  • 1.2 Megapiksel, 720p FaceTime kamera
  • LTE desteği
  • 5 Megapiksel arka kamera, 1080p video kayıt
  • 802.11a/b/g/n Wi-Fi (802.11n 2.4GHz ve 5GHz)
  • Bluetooth 4.0
  • 16, 32 ve 64 GB kapasite seçenekleri bulunuyor
  • Siyah ve Beyaz renk seçeneği
  • Lightning bağlantısı
  • Nano SIM kart (3G/4G versiyonu)
  • 2 Kasım'da piyasaya sürülüyor
  • 16 GB Wi-Fi modeli 329 Dolar'dan satılacak. 

Fiyatlar (ABD): 

Sadece Wi-Fi
16GB - $329
32GB- $429
64GB - $529

Wi-Fi + 3G/4G

16GB - $459
32GB - $559
64GB- $659

shiftdelete
Read more

Opel Mokka 2013 Özellikleri Nelerdir? Satış Fiyatı Ne Kadar?

Opel 2012 Uluslararası Cenevre Motor Showda dünya promiyerinde ilkkez Mokkayı tanıtmıştı. Yeni dinamil modeliyle ilgi çekmeye devam eden araç hem sportik hemde tam bir aile arabası. 1.7 lt’lik dizel motor 130 hp gücünde bir araçla karşımızda olan Opel 100 kmde 4.5 lt yakıt tüketiyor. 1.4 lt’lik benzinli motor 140 hp güç ve 6 ileri şanzımana sahiptir. 

Çok yönlü kullanıcı dostu olan Opel panelinin çift torpido gözü yapılandırılmış. Opel Mokka 2012 bayilerinde satışa sunulacak lakin fiyatı henüz belirli değildir. Opel mühendizleri tarafından özel olarak geliştirilmiş olan bu araç 2013 yılının en gözde aracı olacağına benziyor. 4.28 metrelik boyu ile çekici bir tasarımla karşımıza çıkıyor.

Read more

Nokia Lumia 510 Özellikleri, Fiyatı


Akıllı cep telefonu pazarında kendine iyi bir yer sağlamayı amaçlayanNokia, Lumia serisi akıllı telefonlarını geliştirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Eylül ayı başında Microsoft ile ortak düzenlenen etkinlikte iki yeni Lumia akıllı telefon duyurusu gerçekleştirmişti. Microsoft‘un yeni mobil işletim sistemi Windows Phone 8 üzerinde çalışacak olan bu akıllı telefonlar üst seviyede yer alacak olan Nokia Lumia 920, orta seviyede ise Lumia 820olmuştu.



Nokia’dan şimdi de giriş seviyesi akıllı telefon duyurusu geldi. Nokia‘nın bir süre önce ortaya çıkan ve haberini de verdiğimiz üzere Nokia‘nınHindistan resmi Facebook sayfasından “610-100=?” şeklinde ifade ettiği yeni akıllı telefonu Nokia Lumia 510 resmi olarak duyuruldu.

4″ büyüklüğünde WVGA TFT dokunmatik ekran içeriyor. 800Mhz saat hızında çalışan Cortex-A5 tabanlı işlemci içeren Qualcomm Snapdragon S1 yonga setinden güç alan Nokia Lumia 510 256MB sistem belleği ve b dahili veri kapasitesi içeriyor. MicrosSD kart desteği olmadığından hafıza arttırılamıyor. Ancak 7GB ücretsiz SkyDrive alanı bir nebze olsun işe yarayabilir.

Nokia Lumia 510 akıllı telefon arka yüzünde 5MP kamera barındırıyor.GPS, Wi-Fi, Bluetooth 2.1, 3G desteği diğer özellikleri arasında.

Nokia Lumia 510 ilk olarak Kasım ayında Çin ve Hindistan‘da satışasunulacak. Daha sonra Asya, Pasifik ve Güney Amerika’da satışa sunulacak. Nokia’nın yeni akıllısının fiyatı ise 200$ civarında olacağı kaydedildi.

Nokia Lumia 510 Türkiye Satış fiyatı 450 – 500 Lira aralığında olabilir.

Read more

Kuvay-ı Milliye Ne Demektir?

Kuvay-ı Milliye,kelime olarak,halkın işgal karşısında gösterdiği direniş gücü,ulusal güç ve irade anlamındadır.
“Kuvay-ı Milliye”nin anlamının tam olarak nereden geldiğine,ilk kez ne zaman ve hangi olay üzerine anıldığına gelecek olursak:
I.Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devleti’ne dayatmalarla imzalattığı Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) ağır maddeleriyle Türkiye’nin etkisiz halde kalması,ardından İtilafların bu antlaşmanın bir ülkeyi yok edebilecek maddelerini uygulamaya geçerek Osmanlı topraklarını işgale geçmesiyle anılmaya başlar “Kuvay-ı Milliye”…
Öncelikle,-günümüzde de “Avrupa Birliğine uyum yasaları” olarak önümüze sürülen,kabul ettirilmeye çalışılan maddeler gibi- 7. maddeye (İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehlikeye düşürecek olayların patlak vermesi durumunda, başka stratejik nokta ve bölgeleri işgal etme hakkına sahip olacaktır.) dayanılarak ülke işgal edilmeye başlandı.
İzmir ve çevresindeki ulaşım ve haberleşme olanakları denetim altına alındı,Ege ve Akdeniz kıyıları İtilaf kontrolü altına girmeye başladı.
Bu gelişmeler üzerine bölge önderleri ve Osmanlı yetkilileri bazı önlemler almışlardı.İzmir ve çevresinde Müdafaa-i Milliye,Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye ve İhtilas-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) gibi örgütler kurularak İzmir’in hukuken Türkler’e ait olduğu savunulmaya başlanmıştı.
Tüm bu çabalara rağmen,”15 Mayıs sabahı İzmir’in Mondros gereğince Yunanlar tarafından işgal edileceği” haberi gelmiş ve olumsuz bir olayın gerçekleşmemesi için Türk askerlerinin kışlalardan çıkarılmaması,işgalin Anadolu’ya duyurulmaması için çeşitli tedbirlerin alınması gibi direktiflerde bulunulmuştu.
Bir taraftan İstanbul’un elindeki hakimiyeti kaybetmemek uğruna işgallere göz yumması,diğer taraftan başta İzmir olmak üzere tüm yurdun işgallere açık hale gelmesi karşısında halk,kendi tepkisini göstermek adına,birleşmeye başlamış ve “kendi kendisinin askeri” olmuştur.
İşgaller karşısında gösterilen halk direnişine “Kuvay-ı Milliye”,ulusal güç ve iradenin “eylemlerine” ise “Müdafaa-i Hukuk”(hukukun savunması) denilmektedir.
Kuvay-ı Milliye Nasıl Oluşturuldu?
Halk direnişi,kimi yerlerde silahlı olarak,kimi yerlerde örgütlenmeler ve birleşmeler,yapılan toplantılarla,kimi yerlerde gazete,bildiri ve yazılı araçlarla haklılığını göstermek ve bu fikri yaymakla gerçekleştirilmeye başlanmıştır.Askeri güçler dışında,halkın kendi oluşturduğu “halk-ordu”lar oluşturularak şehirlerin savunmaları üstlenilmiş,işgaller karşısında her türlü tepki gösterilmeye başlanmıştır…
Gizli kongreler ve topraklar üstüne alınan,toprağı bölmeye yönelik kararların haksızlığının ve Türk topraklarındaki Türk çoğunluğunun kanıtlanması adına protestolar yürütülmüş,raporlar sunulmuştur.
Burdan da anlayabileceğimiz gibi,Kuvay-ı Milliye yalnızca “silahlı örgütlenme/silahlı savunma” değildir.Bir milletin “haklılığını” göstermek adına yaptığı tüm çabaların toplamıdır…
Kuvay-ı Milliye hareketlerinin başladığı dönemde kurulan faydalı cemiyetlerin çoğunda bulunan “Müdafaa-i Hukuk” kelimesi de,”Kuvay-ı Milliye” gücünün haklarını korumaya yönelik yaptığı eylemlerin adıydı…Bu bakımdan,cemiyetler de “Müdafaa-i Hukuk”,”Muhafaza-i Hukuk”,”Müdafaa-i Vatan” gibi kavramları adlarında kullanmışlardır.
Kuvay-ı Milliye’nin Başarısı…
Türk milletinin yaşadığı her zorluğa karşın,yine de vatanına,toprağına,bayrağına ve özgürlüğüne tutkun oluşu ve bu uğurda her türlü direnişi,hareketi uygulamaya geçirebilecek cesareti ve kudreti kendinde barındırması sayesinde yapılan çalışmaların başarıya adım adım götürmesidir.Haklılığını tüm dünyaya duyurma kararlılığı ile harekete geçmiş ve büyük cesaretle bu yola baş koymuştur.Bu “Kuvay-ı Milliye ruhu” ilk önce parça parça,bölgesel olarak başlamış,daha sonra Mustafa Kemal’in üstün gayret ve çalışmalarıyla tüm yurdu içine alacak şekilde büyümüş ve millî bir özellik kazanarak başarıya ulaşmıştır.
Sonuçta “tek dişi kalmış canavar” olan Batı’ya unutulmayacak bir tokat indirilmiş ve Türk Kurtuluş Savaşı’nda tüm bu çabaların ve gayretlerin meyvesi yenilmiştir…
İşte Atatürk’ün ağzından Kuvay-ı Milliye:
“Hükümet merkezi düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı.
Bu biçimde yapilan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da.Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ‘ordu’ adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek,doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyordu…İşte buna Kuvay-ı Milliye diyoruz.”

Günümüzde Kuvay-ı Milliye…
Kuvay-ı Milliye’nin yalnızca “silahlı direniş” olmadığını vurgulamıştım…Günümüzde gelişen olaylara bakarsak,bazı şeylerin olup bitmesini ve haberdar olup da tepki vermeyi ve direniş göstermeyi beklemeyip,olup bitenlere seyirci kalmamayı,akıl yürütmeyi,olanlar ve olacaklar hakkında düşünmeyi ve yerinde tepkiler verme cesaretinde bulunmayı seçmeliyiz…
Türkler olarak tarihimiz boyunca pek çok badireler atlattık,bize son büyük ders,Türk Kurtuluş Savaşı ve vatan uğruna yokluktan varlığa nasıl dönüşmüş olduğumuzdur.Şanlı Türk tarihimiz nice büyük derslerle doludur…
Günümüze baktığımızda,sınırlarımız hiçe sayılıyor;burnumuz ucundaki Kıbrıs işlerine,kilometrelerce ötedeki bir ülke karışabiliyor;AB diye diye Avrupa kapısında bekletilip duruyoruz,her istediklerinde ellerine alabildikleri oyuncak misali,”kriterlerimiz şöyle,istediklerimiz böyle.” diyerek bizi ordan oraya sürükleyip,iç işlerimize,memurumuzun maaşına kadar karışabiliyor,kendilerini iç işlerimiz konusunda söz sahibi olarak görebiliyorlar…
Büyük Ortadoğu Projesi adı altında süsleyip püsleyip diğerlerinin önüne koydukları planda,en büyük hizmetçi olarak bizi görebiliyor,bu planlarını gerçekleştirmek uğruna bizi kullanabiliyorlar…
Tarihimizde,sorumlusu olmadığımız bir olayla,suçlamayla karşı karşıya bırakılabiliyoruz:Ermeni Soykırımı…Çifte standartlarıyla haklıyı haksızı birbirine karıştırıyorlar…
Ve tüm bunlardan habersiz olan çoğunluk…Haberdar olup da “bakalım,ne olacak” diye izleyen bir diğer topluluk…

Okumuyoruz.
Düşünmüyoruz.
Araştırmıyoruz.
En önemlisi:binlerce dersi kapsayan o şanlı tarihimizi bilmiyoruz!…

En kötüsünün başımıza gelmesini beklememeliyiz…Bunun bilinciyle hareket etmeliyiz…
Tüm dünyanın sahip olmak istediği,gözleri üzerinde olan topraklara BİZ sahibiz…Ve bu toprakların da ne koşullarda savunulduğunu,ayakta kalabildiğini öğrenmeliyiz…
Bugünümüzü kurtarmakla yetinmeyip,günün hesaplarına bakmadan,geleceğe adım atarken,sağlam basmalıyız yere…

İşte bu nedenle KUVAY-I MİLLİYE!…
Read more

İrrasyonel Sayılar, Özellikleri | Konu Anlatımı


·          Her rasyonel sayının devirli bir ondalık açılımı olduğunu ve sayı ekseninde belirli  bir yerinin olduğunu biliyorsunuz. Örneğin;
= 0,4
      5
·          Ondalık açılımı devirli olmayan bir çok sayı vardır. Bu sayıların rasyonel karşılığı yoktur. Örneğin;
a      p = 3,1415926...
·          Karesi 2’ye eşit olan bir rasyonel sayı bulamayız. Bu sayıyı Ö2 şeklinde gösteririz.
12 = 1

Bu işleme devam edersek karesi 2’yi veren bir rasyonel sayının olmadığını görürüz.
aO halde Ö2 sayısı sayı ekseninde 1 ile 2 arasındaki bir noktaya karşılık gelir.
1 < Ö2 < 2

Ö2  gibi rasyonel sayı karşılığı olmadığı halde sayı ekseninde bir görüntü noktası olan sayılara İRRASYONEL SAYILAR denir.
İrrasyonel sayılar, I ile gösterilir.

·          Rasyonel sayılar kümesi ile irrasyonel sayılar kümesinin birleşimi Reel Sayılar kümesini verir. Reel sayılar R ile gösterilir.
Q È I = R

I Ì R ise
N Ì Z Ì Q Ì R

Köklü Sayılar:

A bir reel sayı ve m, 1’den büyük bir tamsayı mÖa sayısına a sayısının m inci kuvvetten kökü denir.
m sayısına da kökün derecesi denir.

·          M pozitif tek tamsayı ise mÖa sayısı bir reel sayıdır.
3Ö5 reel sayıdır.
·          m pozitif çift tamsayı ise mÖa sayısı bir reel sayı değildir.
Ö5 reel sayıdır.

Not: Ö-1 sayısı reel sayı değildir. Çünkü hiç bir reel sayı ( - ) değerde olamaz.


Karekök İçindeki İfadenin Kök Dışına Çıkarılması:

Karekök içinde çarpım veya bölüm durumunda verilen ifadeler, 2 veya 2’nin katı kuvvetinde yazılabilirse karekök dışında çıkarılabilirler.
Öa2m = am
Öa2 . b2  = a . b

Örnek: Ö4 = Ö2 = 22/2 = 2

Kareköklü bir sayıyı aÖb şeklinde yazmak:

Örnek: Ö32 = Ö16.2 = Ö16 . Ö2 = 4Ö2

Rasyonel Sayıların Karekökü:

ÖrnekÖ16 = Ö42 =  4 
            121        112     11

Uyarı: Tam sayılı olan kesirler birleşik kesirlere çevrilerek,pay ve paydanın ayrı ayrı karekökleri alınır.

Ondalık Sayıların Karekökü:

Ondalık sayıların virgülden sonraki basamak sayıları çift ise tam karekökleri olabilir. 

Örnek:  Ö0,04 sayısının eşitini bulalım.

Çözüm: Ö0,04 = Ö4  = 2 = 0,2
                             100  10

Karekök dışındaki çarpanın kök içine alınması:

Kareköklü sayının katsayısının kök içine almak için katsayısının karesini kök içindeki sayı ile çarpar, kök içine yazarız.
                                                        aÖb = Öa2 .b
Örnek: 2Ö3 = Ö22 . 3 = Ö4 . 3 = Ö12


Toplama ve Çıkarma:

Kareköklerin içindeki sayılar aynı ise katsayılar içine yazılır. Mümkünse kök dışına çıkarma işlemi yapılır.

Öa . Öb = Öa .b  ve    Öa . Öa = Öa2 = a

Örnek:  Ö5 . Ö3 = Ö5 . 3 = Ö15

Kareköklü sayının n. kuvveti kök içindeki sayının n. kuvvetidir.
                                        (Öa)n = Öan

Örnek: (Ö7)2 = Ö72 = 7


Bölme:

Karekök içinde verilen sayılar bölünüp kök içine yazılır. Sadeleştirmeler yapılıp mümkünse kök dışına çıkarılır.
                                        Öa = Ö a
                                        Öb        b
                                       
Ö32 Ö 32 = Ö8 = 2Ö2
Ö4       4

Paydayı Rasyonel Yapmak (Kökten Kurtarmak):

Paydayı kökten kurtarmak için pay ve paydayı paydanın eşleniği ile çarparız.

·          Öa nın eşleniği Öa ve Öa . Öa = a dır.
·          Öa + Öb nin eşleniği Öa - Öb ve (Öa + Öb) . (Öa - Öb) = a - b

1.      Paydada Öa varsa:
Pay ve paydayı Öa ile çarparız.

Örnek: 1 = 1 . Ö2 = Ö2
         Ö2   Ö2 . Ö2     2


2.      Paydada Öa + Öb varsa:
Pay ve paydayı Öa - Öb ile çarparız.

Örnek:    5      = 5 . (2 - Ö3)       .
         2+Ö3          (2+Ö3) . (2 - Ö3)

= 5 . (2- Ö3)
    22 – (Ö3)2

= 10 - 5Ö3 = 10 - 5Ö3
      4-3
Read more

Tarih Şeridi Nedir? Nasıl ve Neden Yapılır, Özellikleri

1015-1048-1071-1077-1096-1147-1176-1189-1204-1230-1243-1308
1299-1302-1326-1329-1353-1362-1363-1389-1396-1402-1413-1421

1015-Anadolu'ya ilk Türk akınlarının yapılması
1048-Pasinler Savaşı
1071-Malazgirt Savaşı
1077-Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurulması
1096-1.Haçlı Seferi
1147-2.Haçlı Seferi
1176-Miryokefelan Savaşı
1189-3.Haçlı Seferi
1204-4.Haçlı Seferi
1230-Yassıçemen Savaşı
1243-Kösedağ Savaşı
1308-Türkiye Selçuklu Devleti'nin Yıkılışı
1299-Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu
1302-Koyunhisar Savaşı
1326-Orhan Bey'in Tahta Çıkışı
1329-Maltepe Savaşı
1353-Rumeli'ye Geçiş
1362-1.Murat'ın Tahta Çıkışı
1363-Sırpsındığı Savaşı
1389-1.Kosava Savaşı/Yıldırım Beyazit'ın Tahta Çıkışı
1396-Niğbolu Savaşı
1402-Ankara Savaşı
1413-Fetret Devri'nin Sonu
1421-2.Murat'ın Tahta Çıkışı
1444-Segedin Edirne/Varna Savaşı Antlaşması
1448-2.Kosava Savaşı
1451-2.Mehmet'in Tahta Çıkışı
1453-İstanbulun Fethi

1299- 1300 
Osmanlı tarihinin başlaması

1299
İlk müzik olayı (Selçuklu sultanınca Osman Bey'e Beylik alameti olarak gönderilen tabl-u alem (davul ve sancak)

1302
Osman Gazi'nin Koyunhisarı Zaferi

1302
III. Alaeddin Keykubad'ın ölümü

1312
Mevlevilik tarikatını kuran Sultan Veled'in ölümü

1317
Gülşehri'nin, kendisinden sonraki tercümelere öncülük eden Mantıku't-tayr'ı Ferideddin el-Attar'ın aynı adlı eserini tercüme etmesi

1320
Türk edebiyatında bilinen ilk divana sahip Yunus Emre'nin ölümü

1324
Orhan Gazi'nin tahta geçişi

1326
Bursa'nın fethi

1330
Aşık Paşa'nın Garib-name'yi telif tarihi

1331
İznik'in fethi

1331
İlk Osmanlı medresesinin, İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması

1334
Karesi Beyliği'nin ilhakı

1337
Kocaeli bölgesinin alınışı

1346
Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı

1349-1352
Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpi Kalesi'nin üs olarak alınışı

1350
Davud B. Mahmud el-Kayseri'nin ölümü

1352
Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri

1354
Gelibolu'nun fethi

1361
İlk müzikli spor gösterisi (Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri)

1362
Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı

1362
Kadıaskerliğin teşkili

1363
Pençik Kanunu'nun çıkışı

1366
Gelibolu'nun elden çıkışı

1371
Çirmen Zaferi

1376
Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü

1377
Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi

1385-1386
Niş ve Sofya'nın alınışı

1388
Ploşnik bozgunu ve Balkan ittifakının teşekkülü

1389
I. Kosova Zaferi

1389
I. Murat'ın şehadeti, Yıldırım Bayezid'in tahta cülusu

1390
Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı

1390
Karaman Seferi, Konya'nın muhasarası

1390
Gelibolu tersanesi'nin inşası

1391
İstanbul'un ilk muhasarası

1393
Mahkeme Rüsumu'nun ilk ihdası

1396
Niğbolu Zaferi

1397-1398
Akçay Zaferi ve Karaman Ülkesi'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü

1398
Kadı Burhaneddin'in ölümü. 

1398
Karadeniz beyliklerinin ilhakı

1400
İlk musiki nazariyatı eseri (Kırşehirli Yusuf B. Nizameddin'in Kitabu'l Edvar'ı)

1400
Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi

1402
Ankara bozgunu ve Yıldırım Bayezid'in esareti

1402-1413
Fetret Devri, iç karışıklıklar

1409
Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan, Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı; İlk besteli dini eser (Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i)

1411
Çelebi Mehmed'in tahta çıkışı

1413
I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu

1413
(Celaleddin Hızır) Hacı Paşa'nın ölümü

1416
Osmanlı-Venedik Deniz Muharebesi ve Sulhü, Şeyh Bedreddin isyanı

1416
Macar Seferi

1417
Avlonya'nın fethi

1418
Makam teriminin ilk kullanılışı (A. Meragi'nin Makasıdu'l-elhan'ında)

1418-1420
Samsun bölgesinin zaptı

1419-1424
Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Külliye'nin yaptırılması

1421
Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın cülusu

1421-1451
İlk resmi musiki çevresi (II. Murad Sarayı)

1422
Mustafa Çelebi'nin (Düzmece) bertarafı

1425
Molla Fenarı'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini

1425-1426
İzmir Beyi Cüneyd'in idamı

1425-1426
Teke Beyliği'nin intikali

1427-1428
Germiyan Beyliği'nin intikali

1429
Manyasoğlu Murad tarafından, Türk edebiyatında Seyf Serayi'den sonra, Anadolu Türk edebiyatı sahasında ilk Gülistan tercümesinin yapılışı

1429
Şeyh Hamdullah'ın Amasya'da doğuşu

1430
İlk iki Türkçe musiki kitabı (Hızır B. Abdullah'ın Edvar'ı ve Bedr-ı Dilşad'ın Muradname'sindeki musiki bölümü)

1430
Selanik'in fethi

1430-1431
Şemsüddin Muhammed B. Hamza el-Fenari'nin ölümü

1431-1432 
Kadızade, Salahaddin Musa b. el-Kadi Mahmud el-Bursavi el-Rumi'nin ölümü

1432
Fatih Sultan Mehmed'in doğumu

1434
Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması

1434
Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması

1436
Muiniddin B. Mustafa tarafından II. Murad'ın isteğiyle ilk Mesnevi tercümesi olan Mesnevi-i Muradiyye adlı eserin yazılışı

1437
Ömer bin Mezid tarafından ilk nazire mecmuasının derlenişi

1439
Semendire'nin alınışı

1440
Osmanlı musiki çalgıları üzerine ilk notlar (Ahmedoğlu Şükrullah)

1440
Başarısız Belgrad kuşatması

1444
Segedin Sulhü

1444
II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in cülusu ve Varna zaferi

1445
II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa cülusu

1447
Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması

1448
II. Kosova Zaferi

1451
II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa cülusu

1451-1512
Geçiş devri. Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid devri

1453
İstanbul'un fethi

1453
Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
Read more